CLICK HERE FOR THOUSANDS OF FREE BLOGGER TEMPLATES »

BU BLOG EVLİLİK GİBİ KUTSAL BİR YOLA İLK ADIMLARINI ATMAK ÜZERE OLAN ÇİFTLERE BİLGİ VERMEK VE DEĞİŞİK FİKİRLER SUNARAK EVLİLİKLERİNE GİDEN YOLDA ONLARA YARDIMCI OLMAK AMACIYLA KURULMUŞTUR...MUTLULUKLAR...

14 Eylül 2008 Pazar

Profilo'dan Eylül fırsatları...

Dayanıklı ev aletleri ile yaşamı kolaylaştıran Profilo, Eylül ayı kampanyasıyla eski beyaz eşyasını getirene yeni Profilo’lara 400 YTL’ye varan indirimle sahip olma avantajı sunuyor.

Üstelik Eylül ayı boyunca devam edecek kampanyaya Profilo’nun en yeni buzdolapları, derin dondurucuları, çamaşır makineleri, bulaşık makineleri ve fırınları da dahil. Eylül ayı tüm eskilerinizden kurtulup evinizi yepyeni Profilo’larla donatmanın tam zamanı.

No-frost Buzdolabı alana Profilo Klima sadece 519 YTL
Üstelik, Eylül ayı boyunca farklı kampanyalar da bulunuyor. Eylül ayında Profilo No-frost Buzdolabı alanlar Profilo P3ZMI/A12500 model klimalara sadece 519 YTL ödeyerek sahip olabilecek.

Dört büyük Profilo’dan birini alana Elektrikli Süpürge, Saç Kurutma Makinesi ve Ütü hediye
Ayrıca bir diğer kampanya ile de dört büyük Profilo’dan birini alana VS5PT18 elektrikli süpürge, 5K8305 saç kurutma makinesi ve 7050 model ütü hediye ediliyor. Profilo bu kampanya ile özellikle evlilik hazırlığı içerisinde olanları ve yeni ev kuranları düşünüyor. Değiştirecek eski bir beyaz eşyası olmayanların da yararlanabileceği bir kampanya.

Profilo’nun Eylül ayı kampanyalarının arasından hangisinin uygun olduğunu seçmek ise tüketiciye kalıyor. Üstelik Tüm Profilo’lar Bonus Card’a peşinatsız 12 taksit avantajıyla sunuluyor. Kampanyaya ankastre ürünler ve tek kapılı buzdolapları dahil değildir.

Eylül ayında büyük avantajlar...

Estetik, konforlu, performanslı, yenilikçi ve teknolojik Siemens Solo ürünler, Eylül ayında büyük avantajlar sunuyor. Eylül’de Solo ürünlerde hem indirim hem de taksit avantajı var.

İndirimli ikili
Siemens Solo ürünlerden bir noFrost buzdolabı ile birlikte çamaşır makinesi, bulaşık makinesi veya fırın seçeneklerinden birini aldığınızda 700 YTL indirim sizi bekliyor. 700 ytl indirim KD 49 NA 73 NE, WM 14 S 761 TR;SN 26 M 890 EU;HM 746505 T kodlu ürünler için geçerlidir.

Eskilere yol göründü
Markası ne olursa olsun eski beyaz eşyanızı getirin, noFrost buzdolaplarını 300, çift kapılı buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve fırınlara 200 YTL indirimle sahip olun.

Beyaz eşya sizden, elektrikli süpürge bizden
Siemens’ten Eylül ayında herhangi bir beyaz eşya alın, 283 YTL değerindeki Siemens 1800 Watt gücündeki VS 55 A O1 elektrikli süpürge hediyemiz olsun. Tek kapılı buzdolapları ve derin dondurucular kampanya dahilinde değildir.

Beyaz eşyada taksit avantajı
Siemens’ten Eylül ayında alacağınız tüm beyaz eşyalara, peşin fiyatına 5 taksitle sahip olabilirsiniz. Bonus Card sahipleri ise +7 taksit avantajına sahip.

8 Eylül 2008 Pazartesi

Evliliğin 30 ayrı hali var

Türkiye genelinde yapılan bir araştırmaya göre ülkemizde 'görücü usulü'nden oldu bittiye kadar birbirinden ilginç 30 çeşit evlilik var. Kültürler arasında değişen evlilik biçimlerinin çoğu da kadına söz hakkı tanımıyor

İki yetişkinin birlikte yaşamaları için evlilik kararı vermeleri hiç de zor değil. Bunun için de bir nikah dairesine başvurmak gerekiyor. Fakat ülkemizde bu sanıldığı kadar kolay gelişmiyor. Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Türkçe Bölümü öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Lütfi Sezen, ülkemizde birbirinden ilginç 30 çeşit evlenme türü olduğunu ortaya çıkardı. Türkiye genelinde araştırma yapan Yar. Doç. Dr. Sezen, evlenme türlerini sıraladığı "Türkiye'de Evlenme Biçimi" konulu çalışmasında, Türkiye'deki evlilik biçimlerinin çoğunun kadına söz hakkı tanımayan evlilikler olduğunu ve geleneklerin devam ettiği yörelerde yaygın olduğunu açıklıyor. Birbirinden ilginç evlenme yöntemleri şöyle sıralanıyor:

1 . Görücü usulüyle evlenme: Gelenekselliğin ağır bastığı yörelerde görülen evlenme biçimidir. Bunda kız seçme girişimi, doğrudan doğruya evlenecek gencin annesi, babası veya yakınları tarafından başlatılır. Gencin kızı beğenmesi yeterli değildir.

2 . Kız kaçırma (Düğünsüz evlenme): Ailelerin evliliğe kesin karşı çıkması durumunda kız kaçırma olayı gündeme gelir. Bu durum, sosyo-ekonomik ve diğer sebeplerle en çok kız tarafının engellemesiyle ortaya çıkar. Bu engeller arasında kız tarafının başlık parası istemesi önemli bir yer tutuyor.

3 . Başlık parasıyla evlenme: Başlık, evlenecek gencin kız tarafına ödediği paraya denir. Bu nakit para yanında; altın, ev, bahçe, tarla veya hayvan olarak da gerçekleşebilir. Doğu ve Güneydoğu kırsalında yaygın olan başlık parası üzerinde yapılan pazarlığın sonuçlanmasına "başlık kesme" denir. Başlık, kadını bir mal olarak gören anlayışın ürünü olması yönüyle ilkel bir zihniyetin devamıdır.

4 . Oturak alma evlilik : Erkeğin kızı zorla kaçırması yanında, kızın bohçasını alarak oğlan evine gidip oturması durumu vardır ki buna bazı yörelerde, 'oturak alma' denilir. Bir kızın bazen gözünü tuttuğu herhangi bir erkeğe kaçtığı görülür.

5 . Baş örtüsü kaçırma yoluyla evlilik: Hakkâri, Van, Ağrı ve Erzurum'un ilçelerinde rastlanılan bu evliliğin gerçekleştirilmesinde; kıza ait bir eşyanın kaçırılması, kızı kaçırmakla eş tutulmaktadır. Oğlanın ailesi, kız tarafıyla anlaşmak zorundadır.

6 . Beşik kertme evliliği: Birbirini çok seven eş-dost, komşu veya yakınlar, çocukları beşikteyken, beşiklerine birer kertme vurarak nişanı gerçekleştirilir.

7 . Tay geldi evlilik: Dul bir kadının, eski kocasından olan çocuklarını da alarak dul bir erkekle ya da dul bir erkeğin eski karısından olan çocuklarını alarak dul bir kadınla yaşamasından doğan evliliğe denir. Kadın veya kocanın yanında getirdikleri çocuklar, 'tay geldi' olarak adlandırılırlar."

8 . Kuma getirme evliliği: Cumhuriyetten önce, karısı kısır olan veya erkek çocuk doğuramayan erkek, yeniden evlenirdi. Günümüzde Doğu ve Güneydoğu'nun kırsal kesimlerinde hâlâ devam etmektedir. Bu gibi evlenmelerde ilk kadın, sonradan gelenin yanında ikinci plana düşer.

9 . Berdel (bedel) evliliği: Doğu v e Güneydoğu Anadolu'da uygulanır. Başlık sorununu ortadan kaldıran bu tür evlilik; hem kızı hem de oğlu bulunan iki ailenin, karşılıklı olarak hem kızlarını hem de oğullarını evlendirmeleriyle gerçekleştirilir.

10 . Kepir (yaban değişimi) evliliği: Zor kullanılarak gerçekleştirilen evlilik biçimidir. Evlenmek isteyen fakat başlık ve düğün masraflarını karşılayacak kadar paraları olmayan ya da ailelerin çıkardıkları zorluklardan çekinen bekâr iki arkadaş, kız kardeşlerini kendi aralarında değiştirirler.

11 . Ölen kardeşin karısıyla evlenme (Levirat evlenme): Doğu ve Güneydoğu'da rastlanılan ve törelerden kaynaklanan bu evlilik biçimi, "namusu başkalarına kaptırmamak" anlayışıyla gerçekleştirilir. Ölen kardeşin karısı, bekâr olan erkek kardeşle evlendirilir veya evli olan erkek kardeşin ikinci eşi olması yoluna gidilir.

12 . Baldızla evlilik (Sorarat evlilik): Özel kültürel bir âdettir. Dul kalan kocanın, eşinin ölümünden sonra baldızıyla evlenmesidir. Öksüz kalan çocuklara "üvey anne" olarak seçilen teyzenin daha hoşgörülü davranabileceği düşüncesi bu evlenme biçiminin tercih edilmesinde etkili olmaktadır.

13 . İçgüveyi evliliği: Erkek çocuğu olmayan, ekonomik durumu iyi bazı aileler, kızı dışarı verme yerine, damadı "içgüveyi" olarak eve almaktadırlar. Özellikle tek kız çocuğu olan bazı aileler bu yola başvurmaktadır.

14 . Yetim evliliği: Anne ve babası ölmüş, kardeşleri olmayan bir delikanlı veya kızın, ileride kimsesiz kalmaması için yakın akrabalarından biriyle evlendirilmesidir. Bu evliliğin temelinde yardımseverlik ve sosyal dayanışma arzusu yatmaktadır.

15 . Yakın akraba evliliği: Türkiye'de evli çiftlerin yaklaşık dörtte birinin akraba ve eşlerin yüzde 80'inin kardeş çocukları oldukları belirtilmektedir.

16 . Oldu bitti evlilik: Bir oldu bitti sonucu, bir kişinin diğerini evliliğe zorladığı evliliktir. Kızın erkeğin zayıf tarafını yakalayıp onunla ilişkiye girmesi veya erkeğin kızın zayıf tarafını yakalayıp iğfal etmesi sonucunda bu yola başvurulmaktadır.

17 . Para karşılığı evlenme: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun kırsalındaki yoksul ve eğitimsiz çevrelerde gerçekleşir. İlköğretim çağındaki çocukların okula gönderilmeyerek veya okuldan alınarak para karşılığında evlendirilmesidir.

18 . Kan parası karşılığı evlenme: Doğu ve Güneydoğunun kırsalında, öldürülen kişinin kan bedeli olarak para, altın, ev ve tarla yanında kız verildiği de görülmektedir. Temelinde eğitimsizlik olan ilkel bir evlenme biçimidir.

19 . Tanışıp anlaşarak evlenme: Büyük kentlerde ve eğitim düzeyinin yükseldiği çevrelerde en yaygın olan evlenme biçimidir. Kız ve erkek belli bir süre arkadaşlık yaparak birbirlerini iyice tanıdıktan sonra gerçekleştirdikleri evlenme biçimidir. Kişiliğini bulmuş, ekonomik özgürlüğü olan eğitim düzeyi yüksek gençler, bu yolla evliliği tercih etmektedirler.

20 . Çok eşli evlilik: Cumhuriyetten sonra yasaklanmış ama eğitim düzeyi düşük kırsal kesimlerde devam etmektedir. Daha çok erkek çocuk sahibi olup bulunduğu çevreye hükmetmek amacı ön planda gelmektedir.

21 . Anlaşmalı evlilik: Dul kalan kadın veya erkeklerin yaşlılık döneminde gerçekleştirdikleri evlenme biçimidir. Yaşlı erkeğin bakımı için muhtaç dul veya evlenmemiş bir kadınla anlaşılarak dini nikah yapılır. Nikâhlanan kadına para ve altın gibi ekonomik destek sağlanılır. Yaşlı erkek ölünce, evlendiği kadın resmi nikahlı olmadığı için kendisine verilenlerle yetinir. Kalan miras, erkeğin varisleri tarafından paylaşılır

22 . Rastlantı evliliği: Rastlantı sonucu, sonu düşünülmeden gerçekleştirilen evliliktir. Bir yolculuk sırasında veya arkadaş, eş dost, akraba evinde karşılaşma, telefon konuşması sırasında sesten etkilenme, gözden, bacaktan göğüsten etkilenme gibi nedenlerle bu evliliğe kısa bir sürede karar vermektedir.

23 . Tercihli evlilik: Bu tür evlilik, genellikle ana baba, büyükanne, büyükbaba gibi aile büyüklerinin onayı ile gerçekleştirilmektedir. Genellikle komşu ve yakın akraba grupları arasında gerçekleşir. Topluluk içinde ekonomik güçleri aynı olan aileler arasında bu evlenme biçimi yaygındır.

24 . Yabancıyla evlilik: Yurtdışında çalışanların gerçekleştirdikleri evlenme biçimidir. Bu evlilik, yabancıdan kız alma veya yabancıya kız verme şeklinde görülmektedir. Birtakım hoşlukları, boşlukları ve problemleri olan evliliklerdendir.

25 . Farklı mezhep evliliği: Evliliklerin gerçekleştirilmesi sırasında karşılaşılan engellerin başında din ve mezhep farklılıkları gelmektedir.

26 . Metres edinme evliliği: Büyük kentlerde yaşayan eğitimsiz zenginler arasında; refah ve zenginlik göstergesi olarak "metres edinme" modası görülmektedir. Her türlü bakım ve masrafı üstlenilen başka bir evde ikame ettirilen ikinci bir kadınla sürdürülen gayr-i meşru ilişkidir.

27 . Muta evliliği: Geçici bir süre için yapılan evliliktir. Daha çok İran'da uygulanan bu evlenme biçiminin, Türkiye'de de bazı çevrelerde gerçekleştirildiği görülmektedir.

28 . Öç alma karşılığı evlenme: Aralarında kan davası bulunan feodal dönem kalıntısı kimi aileler, karşı tarafın onurunu incitip saygınlığını zedelemek amacı ile bu yola başvurur.

29 . Dış güveyi evliliği: Son günlerde, bir Japon televizyonunun çöpçatan aracılığı ile Türkiye'ye eş seçmeye gelen Kuni Nakazon'a gösterilen aşırı ilgi, Türk erkeklerinin "dış güveyilik" konusuna ilgi duyduğunu ortaya çıkardı.

30 . İlan yoluyla eş seçme: Son zamanlarda, gazete, dergi, televizyonların teletex sayfalarına ve internete ilan vererek eş seçme yoluna gidildiği sıkça görülmektedir.

Evlilikte kayınvalide, kayınpeder, anne, baba sorunları

Genelde evlenmeden evvel özellikle müstakbel kaynana gelinini yere göğe sığdıramaz. Karşılıklı pek bir sevgi, sempati ve saygı yaşarlar. Görünüşte her şey yolundadır. Örf, adet ve usullere uygun davranılır; varsa bazı pürüzler pek göze batmaz; her iki tarafın da aileleri karşılıklı çok dikkatlidirler. Genelde, bilhassa gençlere önem verilir; aileler birbirlerini sevmeseler de katlanırlar; ne de olsa gençler esastır; onlar iyi ise mesele yoktur! Zamanla, hatta düğünden itibaren problemler başlar. Verilen hediyeler; gelen altınlar; düğün masrafları; çağrılan misafirler; takılan takılar; alınan eşyalar, kim ne istedi ne aldı meseleleri. Derken düğün ertesi, varsa balayı, yalnız kalamamak, el öpme mecburiyetleri ve daha neler neler. Genç çift, daha başından, ben sen derdine düşen anne ve babalar için uğraşmaktan, mutluluklarını tam yaşayamazlar.

BASKILAR ARTIYOR
Zamanla tarafların da baskıları ile; geldin gittin; oturdun kalktın; surat astın, konuşmadın; şöyle dedi böyle dedi; neticede onlar da havaya girer ve taraf tutarlar. Bu sefer de 'senin annen', 'benim annem' tarzında ağız dalaşına başlarlar. Buradan itibaren muhtelif şekillerde anne, babaların evliliğe yaptıkları çeşitli etkilere bakalım.

* Yeni evli genç kadın bu baskılara dayanamaz, baba evine dönmek ister ama ne mümkün! Ailesi hemen "Olmaz, sen artık bu evden çıktın; ayrılmak yok" der. Şimdi ne olacak? Ailesi adetlere göre hayır der; yeni ailesi bunaltır; kocası anlamaz; derken bir de çocuk gelir. Bu sefer zaten inleyen ilişkiler; hamilelik sıkıntıları, alınganlıkları; doğum ve loğusalık psikozları eşliğinde daha da berbatlaşır. Hele bazı yerlerdeki inanışlardaki gibi bu zor anlarda, kız tarafı değil de erkek tarafı aktifse, genç anne cidden kendini yapayalnız hisseder. Sonraki yıllar maalesef, çilekeş bir kadın; problemli bir evlilik; kaynana baskısı; bir sürü yavrucak şeklinde geçer. Terapiste gelindiği zaman, kişileri tanıma aşamasında; bize getirilen sorunlar hep bu günlere dayanır. Erkekler aile töreleri, adetleri icabı karşı gelemez; karısını koruyamaz, ya da cidden, gönülden kendisi de böyle düşünür. Ve eşini de itaate zorlar, baskı uygular. Veyahut annesine "aşıktır", onun her dediği mutlaka dinlenir; anneye inanır ve karısını dik başlı , inatçı, kıskanç, cahil bulur. Haydi, yine münakaşalar, küfürler ve belki de ev içi şiddet.

* Diyelim ki bir de tersi olsun. Yani; karısını seven, onu haklı bulan ama çaresizce arada kalan bir erkek olsun. Bu sefer de ailesi ile karısı arasında mutsuz bir adam. Annesinden "karı köylü" "kılıbık", karısından da "pısırık" "salak" lafları duyan bir genç ne yapacaktır. Tabii ki huysuz, aksi veya biçare ama en önemlisi mutsuz olacaktır. Bu da yine evliliğe yansıyacak, iki tarafa da yaranamayacaktır. Çocukları varsa, babaanne annelerine, anneleri babaanneye küfrettikçe onlar da şaşkın ortada kalacaklardır; sessiz kalan babalarına olan saygıları azalacaktır. Tabii aynı şeyler kız tarafı için de düşünülebilir. Ancak çoğunlukla kızlarının saadeti için, anneler babalar damatlara kızsalar dahi, pek yüz göz olmamayı tercih ederler. Evini terk edip baba ocağına sığınan kızlarını, belki damada karşı, korumak ya da kavgalara müdahale etmek haricinde, hadiselere pek karışmak istemezler. 'Ne de olsa karı kocalar' der; ancak fiziksel bir hadisede, kadının erkek kardeşi, babası vs.; damadı döverek, söverek kovabilirler. Ancak ne yazık ki, gazetelerde gördüğümüz bir sürü trajediler de böyle başlamaktadır.

* Biraz da tam tersi; aşırı seven, veren, koruyan, gözeten anne ve babaların evliliğe yaptığı etkilerden söz edelim. Eğer erkek tarafı ise böylesine veren taraf, genelde pek memnun kalınır. Ama karşılığında, özel hayatlarına müdahale ediliyor; şahsiyetlerini kaybediyor; her şeylerine karışılıyor; veya durmadan verilenler yüzlerine vuruluyorsa? İşte, size yine evlilik için problemler. Eğer kadın tarafı ise böylesine verici olan, hediyelere boğan, her an ellerinde bir şeylerle eve gelen, sürprizler yapan, alınan her şeyi onlara da aktaran. Bu sefer de erkekte problem başlar. "Niye veriyorlar, ben sana alamıyor muyum?" vs. tarzında bir sürü itiraz. Zavallı kadıncağız, devamlı veren anne babasına teşekkür mü etsin; yoksa kadirşinas olmayan bir evlat gibi hayır mı desin; ya da şımarık bir ifade ile hiç teşekkür etmesin mi, ne yapsın bilemez. Eğer vakitli vakitsiz eve damlayan anne baba, bir de onların kavgalarına rast gelip her şeye karışmaya veya ara bulmaya başlarsa, ayıkla pirincin taşını. Yeni evlilerin aralarını bulmayı, iç işlerine karışmak kabul eden genç adam, acısını karısından çıkarır. Arada kalan genç kadın, kocasını nadan bulur incinir, taraf tutar ve böylece "sizler" tabiri altında, ailesine yapılan bütün hakaretleri göğüsler.

GÖZ YUMMAYIN
Bu misaller uzarda uzar. Hatta, sonraki yıllarda bile, evliliklerde yankı bulur. O günlere dayanan hakaretler, her kavgada temcit pilavı gibi, ısıtılır ısıtılır konur. Bunlardan bıkan taraf uzaklaşmaya; başka sahalara göz atmaya; belki de yeni ufuklara açılmaya başlar. Evliliklerde, karı kocanın birbirini anlaması, yardım etmesi, arka çıkması ve aralarından kağıt bile geçmeyecek şekilde sımsıkı sarılmaları lazımdır. Öyle ki, bazen danışıklı dönüşüklü bir şekilde anne babaları idare etmeleri; her zaman birlikte olmaları; anne babalar önünde, onları tahrik edecek davranışlardan kaçınmaları (çok iç içe olmak, sarmaş dolaş gezmek), şahsiyetlerinden ödün vermeden sevgi ve saygılarını esirgememek gerektir.

İYİ NİYETİN FAZLASI
Ne yazıktır ki, genelde küçüklerin büyüklerin suyuna gitmesini ve olgunluk göstermesini beklemekteyiz. Zamanında kendileri de aynı yollardan geçmiş olmalarına rağmen kaynanalık yapabilmekte ve eşlerini de kendilerine arka çıkmaya zorlamaktadırlar. Anne şefkati, anne sevgisi vs. derken "elin kızına", "geline" diş bileyip, kendilerinin önde gelmesini talep etmektedirler. Evli çiftlerin, anne ve babalarına değer vermekle birlikte, kendi evliliklerini daha ön plana almaları gerekir. Aralarında, ailelerinin sorunlarını konuşup, bunu birbirlerine aşkla yedirmeleri ve sindirmeleri esastır. Çok vahim durumlarda psikolojik yardım alıp, anne ve baba baskısında kurtulmayı deneyebilirler. Bu baskı, iyi niyetle, sevgi ve şefkatle bile yapılmış olsa; her ailenin kendi halinde kararları alabilmesi lazımdır. Yine de unutmayalım ki; evlilik zaten iki ayrı insanın birlikteliği olarak bile güç bir müessesedir. Buna birdenbire tanımadığınız "yabancı" anne babaları ekleyip, problemlerimizi arttırmayalım.

Aile hayatına etki eden faktörler

a) Evliliğe kara vermede etkisi olan faktörler
Evlilik iki kişinin ortak bir yaşamı paylaşmasıdır. Birbirlerine karşı sorumluluklarını yerine getirmeleri, destek olmaları,uyumlu olmaları gerekir. Bunların sağlanabilmesi için öncelikle kişilerin uygun yaşta bulunmaları gerekir.Türk Medeni Kanunu’na göre 18 yaş,kişinin reşit sayıldığı yaştır.Kişi kendi başına evlenme hakkını bu yaşta kazanır.Çocuk denecek yaşta insanları evlendirmek son derece sakıncalıdır.İnsanlar,yaşla birlikte fiziksel ve duygusal olgunluğa erişmektedir.Gerekli fiziksel ve duygusal olgunluğa erişmemiş kişilerin evliliğin sorumluluğunu yüklenmesi ve yerine getirmesi mümkün olamaz.
Evlilik kararı vermede, önemli bir noktada kişilerin aileyi geçindirecek ekonomik olgunluğa ulaşmasıdır.
Evlenecek kişinin toplumum sosyal kurallarına uyum sağlamış, dengeli ve sağlıklı ruh yapısında bulunması gerekir.
Gençlerin, evlenmeye karar vermeden önce öğrenimlerini tamamlamaları ve erkeklerin askerliklerini yapmış olmaları uygun olur. Çünkü askerlik gibi evden uzak süreli uzak kalmayı gerektiren bir görev evlilikte pek çok problem yaşanmasına neden olabilir.
Evliliğe karar verecek olan aile evlenecek bireylerdir. Aile baskısıyla yapılan evlilikler mutsuz sonlanabilir. İki kişi birbirini değerlendirmeli ve evlenmeye kendi isteğiyle karar vermelidir.Sosyal,ekonomik,eğitim durum, kültürel yapı ve kişilik özellikleri bakımından benzer özelliklere sahip olması gerekir. Eşler arasında anlayış ve paylaşma olabilmesi için bu konuda birbiriyle uyumlu olmalıdır.
Toplumumuzun en önemli sebeplerinden biri de akraba evlilikleridir.Yabancıya kız vermeyelim, mal bölünmesi gibi nedenlerle yapılan aile içi evlilikler bazı genetik hastalıkların çocuklarda görülmesine yol açmaktadır.Zeka gerilikleri ,enzim eksikleri, kan hastalıkları (hemofili gibi), yarık dudak, vücut anormallikleri gibi,anneden babadan çocuklara genlerle geçen hastalıkları bu duruma örnek olarak verebiliriz.
Aynı genetik özelliklere sahip oldukları için aile içi evlenmelerde, hastalıklı çocuk olasılığı çok yükselmektedir.Halbuki kan bağı olmayan aileler arasında evlilik yapılırsa, bu genlerin bir araya gelme olasılığı çok zayıftır.
b) Aile hayatına etki eden faktörler
İki farklı insanın evlenmesiyle meydana gelen aile, doğan çocukların ruh ve beden sağlığı açısından çok önemlidir. Sevgi ve hoşgörü dolu, huzurlu, sıcak ve karşılıklı saygının bulunduğu bir ortamı,çocukların ruh sağlığının olumlu yönde gelişmesini sağlar.Pek çok ruhsal hastalıkta temele inildiği zaman uyumsuz bir aile ortamı görülmektedir.Huzursuz, uyumsuz aile ortamı çocuğun ruhsal yapısında düzeltilmesi çok zor hasarlara yol açmaktadır.Halbuki çocuğun ilgiye ,şefkate ihtiyacı vardır. Bu yüzden anne ve baba arasındaki aşırı geçimsizlik, sık kavgalar, huzursuzluklar öncelikle çocukları etkilemektedir.
Ailede bütünlüğün korunması için, bireylerin görev ve sorumluluklarını karşılıklı olarak yerine getirmesi gerekir.Anne ve babanın tamamen aynı kişilikte, aynı düşüncede, aynı zevklere sahip olması beklenemez.Önemli olan birbirlerinin düşüncelerine saygı göstermeleri, makul tartışma sınırları içinde ortak karara varmaları ve uyum içinde hareket etmeleridir.Tartışma, kavga etmek için değil, problemlere çözüm bulmak için yapılmalıdır.Problemleri görmezlikten gelip tartışmaktan kaçmakta yanlıştır.Uygun bir ortamda problemler ortaya konulmalı, karşılıklı hoşgörü içinde, kendini karşısındakinin yerine koyarak ortak çözüm aranmalıdır.
Toplumumuzda ailenin geçimini sağlamak için kadın ve erkek birlikte çalışmalıdır.Evdeki işlerde de birbirlerine yardımcı olmalıdırlar.Herkes kendi sorumluluğunun ve görevinin bilincinde olmalıdır.Böylece aile, toplumun sosyal kurumlarıyla ilişkisini sağlıklı olarak sürdürebilir.Diğer ailelerle ilişki kurar, bayram, düğün, yıl dönümü gibi özel günlerde onlarla sevinç ve neşelerini paylaşır.
Unutulmamalıdır ki sağlıklı ailelerden oluşan toplumlar da sağlıklı olur.

5 Eylül 2008 Cuma

Hayatı kolaylaştıran paket...

Gorenje, yeni evleneceklere yönelik tasarım odaklı ürünleri ile hayatı kolaylaştırmayı amaçlıyor. Yeni evleneceklere yönelik özgün, teknik açıdan mükemmel, kullanıcı ve çevre dostu ürünler ortaya koymayı misyon edinen Gorenje, tasarım odaklı ürünleri ile çiftlere hayatı kolaylaştırmayı amaçlıyor.

Gorenje’nin çekici bir şekilde tasarlanmış solo kategorisindeki evlilik setinde, buzdolabı, bulaşık ve çamaşır makinesi yer alıyor.

Tasarım çizgisiyle mutfak için en akıllı çözümü sunan Gorenje Solo bulaşık makinelerinde paslanmaz çelik iç yüzey, yüksekliği ayarlanabilen üst sepet, katlanabilir alt sepet, program sonunda ışıklı uyarı, gizli ısıtıcı, 3 adet püskürtme kolu özellikleri bulunuyor.

Özel ihtiyaçlar için programları bulunan Solo çamaşır makineleri, tek dokunuşlu kontrol ve kullanıcı dostu kumanda paneli, çamaşırları yıkama işlemini başlatma saati ayarlanabilen ve kurutma sırasında fısıltı kadar sessiz olma özelliklerini taşıyor.

Maksimum tasarruf ilkesini gözeten Solo buzdolaplarında ise, antibakteriyel koruma, otomotik buz çözme, hızlı soğutma, koku filtresi, digital sıcaklık göstergesi özellikleri bulunuyor.

Evlilik hazırlığında olan çiftlerin yanı sıra evini yenilemek isteyenler için de hazırlanan bu paket önemli bir fırsat oluşturuyor.

İlk şanslı Pazar 7 Eylül...

Broderi Narin’in fabrika satış mağazasında sonbaharın ilk hafta sonu yine özel avantajlar var. Tatil dönüşü ilk “Şanslı Pazar”; 7 Eylül...

Broderi Narin, 3000 farklı ürün seçeneğinin yer aldığı İstanbul Mahmutbey’deki Fabrika Satış Mağazası’nda, her ayın ilk Pazar günü gerçekleştirdiği “Şanslı Pazar” uygulaması ile güne özel seçilmiş üründe yüzde 50, diğer ürünlerde yüzde 40’a varan indirim avantajı sağlıyor.

Bu yıl tatil dönüşü okullar açılmadan önce taşınmayı ya da perdelerini yenilemeyi isteyenler için, 7 Eylül Pazar günü “Şanslı Pazar” olacak. Kampanya kapsamında, Broderi Narin müşterilerini ayrıca, kasada sürpriz bonus indirimler de bekliyor.

Broderi Narin, farklı zevk ve beklentilere yanıt veren 3000’e yakın deseni buluşturduğu Mahmutbey Taşocakları Caddesi üzerindeki 1000 metrekarelik fabrika satış mağazasında, “Şanslı Pazar” kampanyasını her ay tekrarlıyor.

Kampanya ile o güne özel olarak belirlenen bir üründe fiyatın yarısı uygulanıyor. Broderi Narin, ayrıca, yonca yapraklı ürünlerde yüzde 40’a varan indirim ve kasada sürpriz bonus indirim uyguluyor. Teşhirde sunulan ürünlerde ise, çok özel fiyatlar yer alıyor.

Broderi Narin’in renk ve desen çeşitliliği ile müşterilerine görsel bir şölen sunan fabrika satış mağazasında, yeni sezon koleksiyonlarının yanı sıra, dünyaca ünlü diğer markaları taşıyan ithal ürünler de bulunuyor.

Natuzzi’den % 30’a varan indirimler

İtalyan markası Natuzzi koleksiyonundaki mobilya ve aksesuarlarda 15 Ağustos – 15 Eylül arasında sürecek yüzde 30’a varan indirimli fırsatlar dönemi başladı.

Koltuktan kanepeye, aksesuardan aydınlatma ve duvar ünitelerine kadar yüzlerce tasarım birbirinden özel fırsatlarla Natuzzi Etiler ve Sihir Mağazaları’nda ziyaretçileri bekliyor.

Natuzzi’nin en son trendleri kendine özgü yaratıcı tarzıyla uyumlu ve işlevsel bir şekilde sunan mobilyalarında, deri ve kumaş döşemeli modüler sistemli köşe kanepeler, üçlü ve ikili oturma grupları göze çarpıyor.

Mekanizmalı koltuklar, yataklı kanepelerin yanında, aksesuarlar, aydınlatmalar, halılar, sehpalar ve duvar ünitelerindeki indirim fırsatlarıyla da her zevke ve mekana uygun farklı fikir ve kombinasyonlar oluşturuluyor.

1959 yılından bu yana İtalya’da tasarlanan ve üretilen, çekici ve yenilikçi tasarımlarıyla İtalyan geleneğinin kusursuz yaklaşımını yansıtan Natuzzi ürünleriyle her gün dünya üzerinde 4.000 kişi evlerini donatıyor. Firmanın duvar üniteleri ve mobilya aksesuarları ise koltuk ve kanepeleriyle uyumlu bir bütün oluşturuyor.

Sihir Mobilya
Dünyaca ünlü 30’u aşkın İtalyan markasını Türkiye’ye getiren Sihir Mobilya, 4.000 metrekarenin üzerindeki Sihir Merkez, Sihir Etiler, Sihir/Etiler Natuzzi ve Sihir Merkez/Febal mağazalarının keyifli ve konforlu alışveriş ortamında, son trend İtalyan mobilya ve aksesuar ürününü bir arada sunuyor.

Estetik, fonksiyonel ve yenilikçi tasarımlarıyla dünya mobilya sektörüne yön veren Natuzzi, Mercantini, Febal, Cattelan, Arflex, Desiree, Costantini Pietro, Pinton, Urbinati, Voltan, Flai, Rimini, Arte Brotto, Bamax, Varaschin, Kristalia, Imart, Flyline, Dall'Agnese, Giorgio Piotto, Costa, Magnani, Muranodue, Mantellassi, Favero, Tisca, Former gibi dünyaca ünlü İtalyan markaları, birbirinden çekici son model koleksiyonlarıyla Sihir Mağazaları’nda Türk tüketicisine ulaşıyor.

30’u aşkın marka, yüzlerce tasarım harikası mobilya ve aksesuar ürününün bir arada bulunduğu Sihir Mağazaları; Türkiye’nin en geniş İtalyan marka ve ürün seçeneğini bir arada sunuyor.

Oturma gruplarından yatak odalarına, mutfaktan yemek odası mobilyalarına, halıdan portmantoya, gardıroplardan çocuk ve genç odası mobilyalarına kadar, bir evi baştan aşağı İtalyan estetiği ve kalitesiyle döşemek için gereken her türlü mobilya ve aksesuar ürünü Sihir Mağazaları’nda bulunuyor.

1962 yılından beri mobilya ve dekorasyon sektöründe faaliyet gösteren Sihir Mobilya, üretimdeki deneyimi ve proje ekibindeki tasarımcı proje mimarlarıyla; otel, işyeri, ev, ofis gibi her çapta projeye özel çözümler de sunuyor.

Google